4- İman, İslam, İhsan
ne demektir? kıyamet ne zaman kopacaktır? CİBRİL HADİSİ.
حدثنا أبو
عمار الحسين
بن حريث
الخزاعي أخبرنا
وكيع عن كهمس
بن الحسن عن
عبد الله بن
بريدة عن يحيى
بن يعمر قال
أول من تكلم
في القدر معبد
الجهني قال
فخرجت أنا وحميد
بن عبد الرحمن
الحميري حتى
أتينا
المدينة فقلنا
لو لقينا رجلا
من أصحاب
النبي صلى
الله عليه
وسلم فسألناه
عما أحدث
هؤلاء القوم
قال فلقيناه
يعني عبد الله
بن عمر وهو
خارج من المسجد
قال فاكتنفته
أنا وصاحبي
قال فظننت أن
صاحبي سيكل
الكلام إلي
فقلت يا أبا
عبد الرحمن إن
قوما يقرؤون
القرآن
ويتقفرون
العلم ويزعمون
أن لا قدر وأن
الأمر أنف قال
فإذا لقيت أولئك
فأخبرهم أني
منهم برئ
وأنهم مني
برءاء والذي
يحلف به عبد
الله لو أن
أحدهم أنفق
مثل أحد ذهبا
ما قبل ذلك
منه حتى يؤمن
بالقدر خيره
وشره قال ثم
أنشأ يحدث
فقال قال عمر
بن الخطاب كنا
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فجاء رجل
شديد بياض
الثياب شديد
سواد الشعر لا
يرى عليه أثر
السفر ولا
يعرفه منا أحد
حتى أتى النبي
صلى الله عليه
وسلم فألزق
ركبته بركبته
ثم قال يا
محمد ما
الإيمان قال
أن تؤمن بالله
وملائكته
وكتبه ورسله
واليوم الآخر
والقدر خيره
وشره قال فما
الإسلام قال
شهادة أن لا
إله إلا الله
وأن محمدا
عبده ورسوله وإقام
الصلاة
وإيتاء
الزكاة وحج
البيت وصوم رمضان
قال فما
الإحسان قال
أن تعبد الله
كأنك تراه
فإنك إن لم
تكن تراه فإنه
يراك قال في كل
ذلك يقول له
صدقت قال
فتعجبنا منه
يسأله ويصدقه
قال فمتى
الساعة قال ما
المسئول عنها
بأعلم من
السائل قال
فما أمارتها
قال أن تلد
الأمة ربتها
وأن ترى
الحفاة
العراة
العالة أصحاب
الشاء
يتطاولون في
البنيان قال
عمر فلقيني النبي
صلى الله عليه
وسلم بعد ذلك
بثلاث فقال يا
عمر هل تدري
من السائل ذاك
جبريل أتاكم
يعلمكم معالم
دينكم
Yahya b. Ya’mur
(r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kader konusunu inkar konusunda ilk
konuşan kişi Ma’bed el Cühenî idi nihayet ben ve Humeyd b. Abdurrahman el
Hımyerî ile birlikte çıkıp Medîne’ye kadar geldik. Peygamber (s.a.v.)’in
ashabından bir kişi ile karşılaşırsak ona şu kimselerin ortaya çıkardıkları
kader konusunu soracağız dedik. Derken Abdullah b. Ömer ile karşılaştık
mescidden dışarı çıkıyordu arkadaşımla birlikte onun yanına vardık. Arkadaşımın
bu konuda konuşmayı bana bırakacağına inandığım için İbn Ömer’e: Ey Ebû
Abdurrahman: Bazı kimseler Kur’ân okuyorlar ve ilimde derin meselelere
dalıyorlar kader diye bir şeyin olmadığını her işin hemen o anda meydana
geliveren bir durum olduğunu söylüyorlar. Abdullah b. Ömer şöyle dedi: Onlarla
bir daha karşılaşırsan benim onlardan uzak olduğumu onların da benden uzak
olduklarını kendilerine haber ver. Abdullah’ın yeminle söyleyebileceği bir gerçek
varsa oda şudur: Onlardan biri Allah yolunda Uhud dağı kadar altın harcasa
kadere ve kaderin hayrına ve şerrine iman etmedikçe kendisinden kabul edilmez.
Yahya b. Ya’mur dedi
ki: Sonra Abdullah b. Ömer bir hadis
anlatmaya başladı ve dedi ki: Ömer b. Hattâb şöyle demiştir: Bir zamanlar
Rasûlullah (s.a.v.)’in yanında idik. Bu esnada elbisesi bembeyaz saçları
simsiyah bir adam çıkageldi. Üzerinde yolculuk izleri görülmüyordu, içimizden
hiçbir kimse de kendisini tanımıyordu. Bu kimse Rasûlullah (s.a.v.)’in yanına
geldi dizini Rasûlullah (s.a.v.)’in dizine yapıştırdı ve: Ey Muhammed! İman
nedir? Diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allah’a, meleklerine,
kitaplarına, peygamberlerine ahiret gününe, hayır ve şerri ile kadere
inanmaktır. Sonra o adam: İslam nedir? diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu
ki: Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in, Allah’ın kulu ve elçisi
olduğuna şehâdet edip namazı kılmak zekat vermek haccetmek ve Ramazan orucunu
tutmaktır. Sonra o adam: ihsan nedir? Diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle
buyurdu: Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Sen onu görmesen bile o seni her
an görmektedir. Ömer dedi ki: Tüm bu sorduğu sorularda Rasûlullah (s.a.v.)’in
cevabı üzerine o kimse hep “Doğru söylüyorsun” diyordu. Biz de bu adam'a hayret
ettik, hem soru soruyor hem de doğru söyledin diyerek tasdik ediyordu. O adam
tekrar sordu: Kıyamet ne zaman kopacaktır? Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.)
buyurdu ki: Kıyamet hakkında soru sorulan kişi; soran kişiden daha bilgili
değildir. Bu sefer o adam: Kıyametin alametleri nedir? Diye sordu. Rasûlullah
(s.a.v.)’de şöyle buyurdu: Cariyenin hanımefendisini doğurması, yalın ayak
çıplak ve fakir koyun çobanlarını yaptırdıkları binalarla boy ölçüşürken
görmendir. Ömer dedi ki: Bu olaydan üç gün sonra Rasûlullah (s.a.v.), benimle
karşılaştı ve: Ey Ömer! O soru soran kim idi! biliyor musun? O Cibril idi, size
dini konuları öğretmeye gelmişti.”
Diğer tahric: Müslim,
İman; Nesâî, İman
حدثنا أحمد
بن محمد أخبرنا
بن المبارك
أخبرنا كهمس
بن الحسن بهذا
الإسناد نحوه
حدثنا محمد بن
المثنى حدثنا
معاذ بن معاذ
عن كهمس بهذا
الإسناد نحوه
بمعناه وفي الباب
عن طلحة بن
عبيد الله
وأنس بن مالك
وأبي هريرة
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
صحيح قد روي
من غير وجه
نحو هذا عن
عمر وقد روي
هذا الحديث عن
بن عمر عن
النبي صلى
الله عليه وسلم
والصحيح هو بن
عمر عن عمر عن
النبي صلى الله
عليه وسلم
Ahmed b. Muhammed,
İbn’ül Mübarek vasıtasıyla Kehmes b. Hasan’dan aynı senedle bu hadisin bir
benzerini rivâyet etmiştir. Bu konuda Talha b. Ubeydullah, Enes b. Mâlik ve Ebû
Hureyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis
hasen sahihtir. Ömer’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.
Aynı hadis İbn
Ömer’den de rivâyet edilmiştir. Sahih olan rivâyet İbn Ömer’in, Ömer’den
yaptığı rivâyettir.
BU HADİS’İN MÜSLİM RİVAYETİ VE İZAHI İÇİN: BURAYA TIKLAYIN
AZ FARKLI BUHARİ
RİVAYETİ VE İZAH BURAYA TIKLAYIN